Smear Testi (PAP smear) Nedir?
Smear testi, kadınlarda rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) erken teşhisinde kullanılan bir tarama yöntemidir. Pap smear testi rahim ağzından sürüntü ile alınan hücre örneğinin incelenmesini içerir. Bu incelemede servikal kanserin erken evrelerini ve diğer servikal anormallikleri tespit etmek için kritik öneme sahiptir.
Smear testi sırasında, bir fırça kullanılarak sürüntü ile rahim ağzından hücre örnekleri alınır. Bu örnekler daha sonra patoloji laboratuvarında incelenir. Patolog hücrelerin normal mi, anormal mi, anormal ise ne derecede (hafif/ağır) anormal olduğunu belirler. Ancak smear testi bir tarama testidit tanı testi değildir. Smearde anormallik izlenmesi halinde tanı koyabilmek amacıyla kolposkopi eşliğinde biyopsi alıp incelemeye göndermek gerekebilir.
ACOG (The American College of Obstetricians and Gynecologist), Amerikan Jinekolojik Onkoloji cemiyeti (SGO), Amerikan Kolposkopi ve Servikal Patolojiler Derneği (ASCCP) servikal kanser taramasının 21 yaşında başlamasını önermektedir. 21-29 yaş arasında yüksek riskli olmayan grupta smear testi, 30-65 yaş arasında kotest (smear ile birlikte HPV tiplemesi yapılması) önermektedir. Hastanın önceki smear testlerinde anormallik yok ise 65 yaş üzerinde hastada tarama önerilmemektedir. Ayrıca rahim ameliyatı olmuş rahim ağzı da alınmış hastalarda ameliyat sonrasında tarama önerilmemektedir.
Daha önceden serviks kanseri veya prekanseröz lezyon tanısı olan, HIV hastalığı olan, sigara içenlerde, bağışıklığı baskılanmış kişilerde tarama sıklığı yaştan bağımsız olarak daha sık yapılabilir.
Smear Testi Sonuçları ve Anlamları
ASCUS (Atipik Önemi Belirlenememiş Skuamöz Hücreler)
ASCUS sonucu, smear testi sırasında alınan hücre örneğinde hafif anormalliklerin bulunduğunu gösterir. Bu anormallikler genellikle enfeksiyonlar veya hormonal değişimler (menapoz, lohusalık) gibi diğer nedenlerden kaynaklanabilir ve genellikle düzenli takip yeterlidir. ASCUS sonucu neredeyse asla kanserin bir işareti değildir, ancak prekanseröz lezyonu dışlamak açısından ASCUS gelen hastalarda HPV tiplemesi veya smear tekrarı yapılması gerekebilir.
LSIL (Düşük derecede skuamöz intraepitelyal Lezyon)
LSIL sonucu, smear testinde hafif derecede anormal hücrelerin tespit edildiğini gösterir. Bu anormallikler genellikle insan papilloma virüsü (HPV) ile ilişkilendirilir. Smear takiplerinde sık karşılaşılan bir sonuç olup kanser olduğunuz anlamına gelmez. LSIL sonucu olan kadınlarda takip yaş grubuna göre değişkenlik göstermekle birlikte kolposkopi eşliğinde biyopsi yapılarak tanının konfirme edilmesi gerekebilir. LSIL çoğunlukla kendiliğinden iyileşebilir. Vakaların %10’unda (özellikle 30 yaş üzeri) iki yıl içerisinde yüksek derede skuamöz intraepitelyal lezyona (HSIL) ilerleyebilir. Rahim ağzı kanserinin 7-10 yıl gibi uzun bir sürede ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulduğunda smear takiplerinin uzun süre yapılması önem kazanmaktadır.
HSIL (Yüksek Dereceli Skuamöz İntraepitelyal Lezyon)
HSIL sonucu, smear testinde orta veya ileri derecede anormal hücrelerin tespit edildiğini gösterir. Bu durum, kanser öncesi lezyonları içerebilir ve daha yakından takip edilmeyi, kolposkopik biyopsi ile değerlendirilmeyi ve konizasyon gibi cerrahi işlemleri gerektirebilir. HSIL sonucu olan kadınlar genellikle daha fazla test ve muayene gerektirir ve bazen cerrahi müdahale gerekebilir.
ASC-H (Atipik Skuamöz Hücreler)
ASC-H sonucu, smear testinde atipik skuamöz hücrelerin tespit edildiğini ve cerrahi müdahale gerekebileceğini gösterir. Bu sonuç daha ciddi bir durumu işaret edebilir ve genellikle daha fazla değerlendirme ve muhtemelen biyopsi gerektirir.
AGC (Atipik glandüler hücreler)
Tüm smear sonuçlarının % 0.18 ila 0.74’ünde izlenebilen nadir ancak önemli bir sonuçtur. Glandüler hücreler normal görünmese de kanserli olabilecek özelliklere sahip olduğunda atipik glandüler hücreler (AGC) terimi kullanılır. Bu durumda hastaya daha fazla tetkik yapılması gerekir.
CIN (Servikal İntraepitelyal Neoplazi)
CIN sonucu, smear testinde tespit edilen servikal intraepitelyal neoplazinin bioypsi ile elde edilen dokudaki bir göstergesidir. CIN sonucu, servikal kanser öncesi durumları tanımlamak için kullanılır ve genellikle CIN 1, CIN 2 ve CIN 3 olmak üzere üç farklı dereceye ayrılır.
- CIN 1: Smearde LSIL’a karşılık gelen, hafif derecede servikal intraepitelyal neoplazi. Bu genellikle hafif anormalliklerle ilişkilendirilir ve genellikle kendiliğinden kaybolabildiğinden düzenli takip gerektirir.
- CIN 2: Orta derecede servikal intraepitelyal neoplazi. Smearde HSIL veya ASC-H izlendiğinde biyopsi sonucunda CIN 2 gelebilir. Bu durum daha ciddi anormallikleri işaret eder ve muhtemelen tedavi gerektirir.
- CIN 3: Şiddetli derecede servikal intraepitelyal neoplazi. Smearde sıklıkla HSIL veya ASC-H karşılığıdır. Bu durum, kanser öncesi lezyonların ciddi olduğunu gösterir ve genellikle cerrahi tedavi gerektirir.
Bu sonuçlar, smear testi sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılır ve kadınların uygun takip ve tedavi planlarının belirlenmesine yardımcı olur.